Doğurganlığı Etkileyen Faktörler Nelerdir?

Çocuk sahibi olmak isteyenlerin göz önünde bulundurması gereken birçok etmen mevcuttur. Partnerlerin çocuk sahibi olmaya hazır olması, sosyal ve ekonomik açıdan bebeklerin ve çocukların ihtiyaç duyabileceği noktaları karşılayabilecek durumda olmak ve gelecek planlarında çocuklu bir çift olmaya yer vermek; doğurganlığı etkileyen etmenlerin başında gelir. Ancak, bebek sahibi olmak sadece bu noktalara bağlı değildir. Doğurganlık oranı da bebek sahibi olmanız için en önemli noktalardan biridir. Kadınların ve erkeklerin bebek sahibi olabilmesi için doğurganlık özelliklerinin tam ve yerinde olması gereklidir. Yazımızın devamında doğurganlığı etkileyen faktörler hakkında ihtiyaç duyabileceğiniz tüm bilgileri bulabilirsiniz!

Doğurganlığı Etkileyen Genetik Faktörler

Doğurganlığı etkileyen faktörler biyolojik olarak çeşitlilik gösterir. Bu özelliklere doğurganlığı etkileyen genetik faktörler adını vermek de yerinde olacaktır. Genetik özellikler; kişilerin çocuk sahibi olmasını etkileyen en temel noktadır. Kadınların yumurta sayısı, yumurta özellikleri ve kalitesi; doğuştan belirlenen özellikler arasında yer alır. Bu özellikler üzerinde çevresel etkenlerin de yaratabileceği değişimler olsa da yumurtalarla ilgili en temel özellikler genetik bakımından belirlenir. Eğer partnerlerin kan bağına sahip olduğu kişilerde infertilite problemi görülüyorsa, bu durum da kısırlık tedavisi gerektirecek en temel etkenler arasında yer alır. İnfertilite gözlemlenmesi durumunda yumurta ve sperm sayımı, tüp bebek gibi yöntemler denenebilir.

Doğurganlığı Etkileyen Fiziksel Faktörler

Doğurganlığı etkileyen faktörler fiziksel çeşitli durumlarla da doğrudan ilişkili olabilir. Fiziksel faktörleri birkaç alt başlık altında incelemek mümkündür.

Yaş

Bebek sahibi olmayı etkileyen en temel faktörlerden biri de yaş özellikleridir. Kadınlarda en doğurgan dönem ortalama olarak 26 yaşa kadar sürer. Bu dönemden sonra kadınların yumurta sayısında azalma görülmesiyle birlikte yumurta sayısı ve gebelik ihtimali de düşüşe geçer. Erkeklerde ise ortalama olarak 40 yaşa kadar sperm sayısı ve kalitesi kolayca bebek sahibi olmayı mümkün kılabilecek durumdadır. 40 yaştan sonra sperm sayısının azalması ve sperm kalitesinin düşmesiyle birlikte doğal yollardan bebek sahibi olmak güçleşecektir.

Kilo Özellikleri

Çocuk sahibi olmak için en önemli etmenlerden biri de kilodur. Aşırı kilolu ya da aşırı zayıf olmak, hamile kalma şansını düşüren etkenler arasında yer alır. Boy ve kilo oranının 10 ya da 15 persentillik oranın altına düşmesi durumunda çeşitli hormonal dengesizlikler görülmeye başlanır. Bu durum, yumurtlama ve adet döngüsünde de önemli değişimlere sebep olur. Bu noktada adet düzensizlikleri görülmeye başlayabilir ve hamile kalmak zorlaşır. Boy ve kilo oranının 10 ya da 15 persentillik oranın üzerinde olması durumunda ise östrojen salgısı ve serum insülin oranı artacağından dolayı gebelik olasılığı düşüşe geçecektir.

Sağlık Koşullarının Doğurganlık Üzerindeki Etkisi

Bebek sahibi olabilmek için takip edilmesi ve ideal durumda tutulması gereken özelliklerden bir diğeri de sağlık koşullarıdır. Doğurganlık üzerinde etkiye sahip olabilecek sağlık koşulları, farklı başlıklar altında incelenebilir.

Adet Döngüsü

Kadınlarda adet döngüsü doğurganlık oranını ve hamile kalma olasılığını etkileyen en temel noktalar arasında yer alır. Kadınlarda ortalama olarak 28 günlük periyotlar halinde gerçekleşen yumurtlama döngüsü boyunca hamilelik olasılığının arttığı çeşitli dönemler bulunur. Ancak eğer adet düzeniniz 28 günden daha uzun süren periyotlar halinde, örneğin iki ayda bir, gerçekleşiyorsa; bu durum adet düzensizliğiniz olduğuna bir işarettir. Adet düzensizliği, yumurtlama fonksiyonlarının düzgün çalışmadığına işaret eder ve bu durumda hamile kalma ihtimali oldukça düşük olacaktır.

Yumurtlama gününden önceki iki gün ve yumurtlama günü; hamile kalma olasılığının en yüksek olduğu dönemlerdir. Bu günleri hesaplamak için adet döngüsü hesaplamaya yardımcı uygulamalar kullanılabileceği gibi düzenli doktor kontrolleri ile de hamile kalma olasılığının en yüksek olduğu ve ilişki için en uygun olan  gün belirlenebilir.

Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklar

Cinsel yolla bulaşan hastalıklar, üreme sistemleri üzerinde ciddi etkilere yol açabilir. HPV, hepatit B, HIV-AIDS, frengi gibi hastalıklar; yumurtalıklar, tüpler ve rahim üzerinde tahrip edici etkiler yaratabilir. Bunun yanı sıra klamidya gibi genital bölgede yerleşip üreyen enfeksiyonlar da tüplerin tıkanmasına ve dolayısıyla doğurganlığın azalmasına sebep olabilir. Cinsel yolla bulaşan hastalıklardan korunmak için hamile kalmayı planlamadığınız ilişkiler sırasında prezervatif kullanmayı, düzenli olarak rahim ağzı kanseri taraması yaptırmayı ve smear testi için örnek vermeyi ihmal etmemeniz önerilir. Ayrıca jinekoloğunuza HPV aşısıyla ilgili danışmayı da unutmamanız gerekir.

Hormonal Koşullar

Doğurganlığı etkileyen faktörler listelenecek olursa hormonal koşullar listenin en başında yer alacak olan maddeler arasında bulunur. Yumurtlamayı ve sonrasında döllenmeyi etkileyen en temel faktörlerden olan hormonal koşullar; basit bir kan testiyle kolayca ölçülebilir. Hipertiroidi ve homotiroidi gibi hormonal bozukluklar, hiperprolaktinemi, östrojen ve testosteron miktarları gibi etkenler gebelik ihtimaliniz üzerinde ciddi etkiler oluşturabilir. 

İlaç Tedavileri

Kullandığınız ilaçlar da vücudunuzun işleyişi ve hormonal denge üzerinde bazı etkiler oluşturabilir. Kemoterapi, antipsikotik ilaçların kullanımı ve düzenli olarak antidepresan alımı; doğurganlık üzerinde olumsuz etkiler yaratabilir.

Jinekolojik Hastalıklar

Doğurganlığı etkileyen en temel faktörlerin arasında jinekolojik hastalıklar da yer alır. Belli bir büyüklüğün üzerindeki miyomlar doğurganlığı olumsuz etkileyebileceği gibi miyomların bulunduğu konum da doğurganlık oranı üzerinde etkiye sahiptir. Adenomyosis, endometriozis gibi hastalıklar; kistler ve polikistik over sendromu gibi durumlar da yumurtlama döngüsü, döllenme ve bebeğin rahimde tutunması gibi birçok noktada etki sahibidir.

Yaşam Tarzının Doğurganlık Üzerindeki Etkisi

Doğurganlığı etkileyen faktörler günlük yaşamla da doğrudan ilişkilidir. Yaşam tarzı, beslenme düzeni, ilişki sıklığı ve stres düzeni gibi birçok etken; doğurganlık üzerinde etkilidir.

Alkol Bağımlılığı

Doğurganlığı etkileyen faktörler örneklerinden biri olan alkol bağımlılığı, vücut fonksiyonlarını olumsuz etkileyerek hamile kalma olasılığını düşüren etmenler arasında yer alır. Hamile kalabilmek ve sağlıklı bir hamilelik süreci geçirebilmek için vücudunuzu bu sürece hazırlamanız oldukça önemlidir. Alkol gibi bağımlılık yapıcı maddeler, sağlık üzerindeki olumsuz etkileri sebebiyle doğurganlığınızı olumsuz etkileyecektir. Erkeklerde ve kadınlarda alkol tüketimi; yumurta ve sperm kalitesini düşüreceği gibi iktidarsızlık gibi durumlara da yol açabilir.

Beslenme Düzenli

Doğurganlığı etkileyen faktörler gıda seçimleriyle de doğrudan ilişkilidir. Fast food ağırlıklı beslenmek, trans yağ ve doymuş yağ tüketmek, sık kafein alımı gibi beslenme tercihleri; doğurganlık üzerinde olumsuz etkilere sahiptir. Doğurganlığı artırmak için antioksidan, folik asit ve omega 3 bakımından zengin besinleri tüketmeye özen göstermeniz önerilir. Protein, vitamin ve mineral dengesine dikkat etmeniz de oldukça önemlidir.

Cinsel İlişki Sıklığı ve Düzeni

Hamile kalabilmek için döllenmenin gerçekleşmiş olması gerekir. Bu noktada hamilelik olasılığını artırmak için düzenli olarak ilişkiye girilmesi oldukça önemlidir. Hamilelik olasılığının yüksek olduğu dönemler, adet döngüsü hesaplama ve yumurtlama takibi uygulamaları aracılığıyla kolayca belirlenebileceği gibi jinekologlar tarafından yapılan incelemeler sonucunda da tespit edilebilir.

Doğum Kontrol Yöntemleri

Doğum kontrol yöntemleri, ilişki sonucunda gebelik oluşmaması için tercih edilen yöntemlerdir. Hormonal ve fiziksel olarak ikiye ayrılan doğum kontrol yöntemleri; doğurganlık üzerinde etkilidir. Hormonal doğum kontrol yöntemleri yumurtlama döngüsü ve hormonlar üzerinde çeşitli değişimler meydana getirdiğinden dolayı gebelik ihtimalini etkiler. Bebek sahibi olmayı planlayan çiftlerin doğum kontrol yöntemlerini kullanmayı bırakması gerekir.

Doktor Kontrolleri

Bebek sahibi olmak isteyen çiftlerin düzenli olarak bir jinekologla görüşmesi gerekir. Bu sayede yumurtalık ve rahim özellikleri, hormonal dengeler, yumurtlama döngüsü gibi konular hakkında detaylı bilgi edinilebilir.

Egzersiz Düzeni

Sağlıklı yaşam, doğurganlık oranı üzerinde olumlu etkiler barındırır. Spor ve egzersiz düzeni; vücudu fit ve zinde tutmak için oldukça önemlidir. Yoga gibi çeşitli egzersiz yöntemleriyle bedeni güçlendirmek mümkün olabileceği gibi Kegel egzersizleri adı verilen ve kasları güçlendirmeye yardımcı olan yöntemlerle vücudu gebeliğe hazırlamak da mümkündür.

Sigara Kullanımı

Sigara kullanımı yumurta miktarı, yumurta kalitesi, sperm miktarı ve sperm kalitesi üzerinde olumsuz etkilere sahip olan bir diğer faktördür.

Stres Faktörü

Yumurtlama döngüsü, yumurta ve sperm miktarı, yumurta ve sperm kalitesi gibi birçok konuda stres faktörü ciddi etkilere sahiptir. Döllenme gerçekleşse dahi yüksek stres sebebiyle düşük gerçekleşebilir. Bu sebeple stres faktörlerinden uzaklaşmak; gebelik ihtimalini artırmak için elzemdir.

Uyku Düzeni

Düzenli bir yaşam tarzına geçmek için en temel adımlardan biri de uyku düzenine dikkat etmektir. Uyku, vücudun hormonal ve fiziksel özelliklerini düzenleme noktasında oldukça önemli olduğu gibi zihinsel olarak da oldukça önemlidir. Bu sebeple bebek sahibi olmayı planlayan çiftlerin yaşam düzenlerine; özellikle her gün yeterli miktarda uyumaya özen göstermeleri önerilir.

Yorum Gönderin

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.