Doğum Sonrasında Cinsel Hayata Adaptasyon Süreci

Hamilelik ve doğum, annenin hayatında ciddi değişimlere yol açabilen bir süreçtir. Bu sürecin sonunda anne, bebeğine kavuşur. Annenin vücudu da doğumdan sonra ortalama olarak altı hafta süren lohusalık döneminde hamilelikten önceki formuna dönmeye başlar. Bu süreç annenin fiziksel olduğu kadar ruhsal açıdan da bazı değişimler yaşamasına sebep olabilir. Ailelerine katılan yeni üyenin sevincini paylaşmanın yanı sıra partnerler arasında bir de özel hayat bulunur. Doğum sonrasında cinsel hayata dönüş, her iki taraf için de bir adaptasyon süreci gerektirebilir. Yazımızın devamında doğum sonrası cinsel hayata alışma süreci hakkında merak ettiğiniz tüm bilgileri bulabilirsiniz!

Doğum Sonrasında Cinsel Hayata Dönüşte Fizyolojik Koşullar

Hamilelik, yaklaşık kırk hafta süren ve anne adayının hayatında ciddi değişimlere yol açabilen bir süreçtir. Bu sürecin sonunda doğum gerçekleşir ve anneler bebekleriyle tanışır. Doğumdan sonra normalleşme sürecinde annelerin doğuma bağlı bazı durumlarla karşılaşması oldukça mümkündür. Doğum ve lohusalık, anne için yorucu bir süreçtir. Bu durumun yanı sıra normal doğumda da sezaryen doğumda da doğum sonrasında bir iyileşme sürecine ihtiyaç duyulur.

Normal doğum sırasında bebekler, doğal bir şekilde doğum kanalına yerleşerek serviks bölgesinden dünyaya gelir. Doğumun gerçekleşebilmesi için vajinal kanalın ve servikal bölgenin gerekli açıklığa ulaşması gerekir. Kimi zaman doğumu kolaylaştırmak için vajina girişine ufak bir kesi de atılabilir. Doğumdan sonraki ortalama altı hafta süren dönemde rahim dokusu normale döner, serviks sıkılaşarak toparlanır ve kesiler iyileşir.

Sezaryen doğum ise normal doğumdan farklı ilerleyen bir süreçtir. Karın ve kasık bölgesine atılan kesiler sayesinde bebek dış dünyayla buluştuktan sonra annenin karnında dikişler bulunacaktır. Bu dikişlerin bakımı özenli ve düzenli şekilde gerçekleştirilmelidir. Sezaryen doğumdan sonra annelerin iyileşme süreci daha uzun sürebilir. Hareket kısıtı, ağrılar gibi birçok faktör; sezaryen doğumdan sonra annelerin dinlenmeye ihtiyaç duymasına yol açabilir.

Tüm bu faktörler birleştiğinde doğum sonrasında annenin ve partnerinin cinsel birleşim yaşayabilmesi için çiçeği burnunda annenin bedensel olarak iyileşmesi gerekecektir. Bu süreç genellikle lohusalık dönemine tekabül eden altı haftalık dönem olarak nitelendirilebilir. Bu süreçte annenin sağlığı öncelenmelidir.

Doğum Sonrasında Cinsel Hayata Dönüşte Biyolojik Koşullar

Anne, hamilelik ve doğum sürecinde çeşitli biyolojik değişimler de geçirecektir. Bunun sonucunda annelik içgüdüsü her şeyden ağır basacak, hormonlar ise annenin ve bebeğin bağını geliştirip sağlıklarını korumak için çalışacaktır.

Doğum sonrasında cinsel hayata adapte olmaya çalışma sırasında kadınlarda vajinal kuruluk en sık rastlanan durumlardan biridir. Bunun sebebi özellikle emzirme dolayısıyla artan östrojen hormonunun vajinal kuruluğa yol açabilmesidir.

Doğum sonrasında cinsel ilişki sırasında yaşanan şiddetli ağrı durumuna ise disparoni adı verilir. Vajinal kuruluktan dolayı oluşabilme olasılığı bulunan disparoni, birleşme sırasında yeterince kayganlaşamamaktan dolayı ortaya çıkan şiddetli acı ve ağrı durumunu temsil eder.

Doğum Sonrasında Cinsel Hayata Dönüşte Psikolojik Koşullar

Hamilelik, doğum, lohusalık… Bu süreçlerin hepsi annenin psikolojisi üzerinde ciddi etkilere sahiptir. Hamilelik sürecinde vücudunun yaşadığı değişimlere adapte olamayan, doğum sonrasında ise eski bedenine hızla kavuşamamanın hayal kırıklığını yaşayan kadınlar; bedenlerine dair özgüvenlerini yitirdiklerinden dolayı cinsel isteksizlik yaşayabilir. Bununla birlikte özellikle lohusalık döneminde annenin hormonları tamamen bebeğin sağlığı üzerine çalıştığından dolayı kadınlar partnerleriyle yakınlaşmak istemeyebilir.

Doğum sonrasında cinsel ilişkide yaşanan psikolojik durumlardan biri de vajinismustur. Vajinismus, kadınların cinsel ilişki dolayısıyla yaşadıkları kaygının sonucu olarak cinsel birleşmenin gerçekleşememesi durumudur. İlişki sırasında vajina kasları, birleşmenin yaşanmasına imkan vermeyecek şekilde kasılır. Bu durum ilişkinin gerçekleşmemesine yol açar. Annenin yaşadığı endişeler, korkular, cinsellikten kaçınma isteği gibi durumlar vajinismusa yol açabilir.

Doğum sonrasında hormonsal nedenlerle de cinsel isteksizlik ve orgazm olmamama durumu gözlenebilir. Bu durumlar kadınların doğumdan sonraki süreçte cinsel ilişkiden kaçınmasına sebep olabilir.

Doğum Sonrasında Cinsel Hayata Dönüşte Yardımcı Olabilecek Yöntemler

Hamilelik ve doğum süreci kadınların hayatlarını kökten değiştiren dönemlerdir. Bu dönemlerin sonunda anneler gebelikten önceki hayat tarzlarına adaptasyon sürecine girebilirler. Özellikle cinsel hayat, hamilelik ve doğum sürecinde ciddi değişimler gösterebilir. Bu noktada doğum ve lohusalık süreci sebebiyle açığa çıkan bazı durumlar; cinsel ilişkiden kaçınma eğilimine sebep olabilir.

Doğum sonrasında bedensel özgüvenin kazanılması için beslenme ve egzersiz düzenine dikkat edilebileceği gibi annenin bedenine dair özgüven kazanabilmesi için partneri tarafından onaylanması ve desteklenmesi de önerilir. Bu sayede kadınlar yaşadıkları özgüven problemlerini aşarak cinsel ilişkiye daha sıcak bakabilir.

Normal doğum sonrasında değişen rahim dokusunun normale dönmesi ve gevşeyen kasların yeniden sıkılaşabilmesi için Kegel egzersizlerinden faydalanılabilir. Kegel egzersizleri günlük olarak gerçekleştirilebilecek basit egzersizlerdir. İdrara çıkma isteği hissettiğinizde kaslarınızı kasmanız ve idrara çıkmak için kaslarını salmanız ile aynı mantığa sahip olan Kegel egzersizleri; kasları güçlendirmeye de yardımcı olur. İleri vakalarda ise vajinal daralma için cerrahi operasyonlardan faydalanılabilir.

Vajinal kuruluk için su bazlı kayganlaştırıcılar kullanılabilir, disparoni durumunda da bu kayganlaştırıcıların olumlu etkisi olacaktır. Vajinismus ve uzun süreli cinsel isteksizlik durumlarında ise psikoterapi faydalı olabilir. Psikoterapi sayesinde anneler, içinde bulundukları süreci tanımlama ve bu süreçten çıkış yolu bulma konusunda daha hızlı ve doğru adımlar atabilir. Bu sayede doğum sonrası cinsel hayata adaptasyon süreci doğru şekilde ilerleyecektir.

Yorum Gönderin

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.