Doğum Sonrası İstenmeyen Gebeliklerden Kaçınma Yöntemleri

Doğumdan sonra annenin vücudu gebelik öncesi düzenine geri dönmeye başlar. Bu süreçte fiziksel ve psikolojik çeşitli değişimler yaşanacağı gibi hormonsal bazı değişimler de yaşanır. Gebeliğin doğumla sonuçlanmasından sonra ortalama beş hafta içerisinde yumurtalama düzeni normale döner ve korunmasız ilişkilerde gebelik riski ortaya çıkabilir. Hamilelik sürecinin henüz sonuna gelmiş olan çiçeği burnunda anneler için yeni bir hamilelik korkutucu olabilir. Yazımızın devamında doğum sonrası istenmeyen gebeliklerden korunmak yöntemleri hakkında ihtiyaç duyabileceğiniz tüm bilgilere erişebilirsiniz.

Doğum Sonrası İstenmeyen Gebeliklerden Korunmak İçin Geleneksel Yöntemler

Doğum sonrası istenmeyen gebeliklerden korunmak için kullanılan bazı geleneksel yöntemler bulunur. Geleneksel yöntemler, uygulama bakımından masrafsız ve zahmetsiz olsalar da koruyuculuk açısından güvenilir değildir.

Yumurtlama Takibi

Doğum sonrasında ovulasyon döngüsünün normale dönmesi beş haftadan on sekiz aya kadar sürebilir. Bu süreçte anne adet görebileceği gibi herhangi bir aybaşı kanaması yaşamayabilir de. Doğumdan sonra kanama yaşanmaması yumurtlamanın gerçekleşmediği anlamına gelmez. Takvim hesabı yaparak ya da vajinal akıntının kıvamını ve rengini takip ederek yumurtlama döngünüz hakkında fikir sahibi olabilirsiniz. Doğumdan sonra değişen hormonlar ve düzensizleşebilen adet döngüsü sebebiyle bu yöntemlerin kullanılması sonucunda oluşabilecek gebelik riski oldukça yüksektir.

Süt Korur İnancı

Doğumdan sonra altı aydan küçük bebeğini her gün düzenli olarak emziren ve bebeğine herhangi bir gıda takviyesi kullanmayan annelerin ortalama altı ay boyunca gebelikten korunduğu düşünülür. Bu durum yaygın kanı olarak kabul edilse de yüzde yüz koruyuculuğa sahip değildir. Prolaktin hormonu, emzirme sırasında yükselir ve bu durum yumurtlama döngüsünü baskılayabilir. Yine de emziren annelerin korunmasız ilişki sonrasında hamile kalmayacağı kesin değildir.

Doğum Sonrası İstenmeyen Gebeliklerden Korunmak İçin Mekanik Yöntemler

Doğum sonrası istenmeyen gebeliklerden korunmak için kullanılan zahmetsiz yöntemler arasında mekanik yöntemler de bulunur. Doğum sonrasında kullanımı güvenli olan mekanik doğum kontrol yöntemleri kendi içinde ikiye ayrılır.

Prezervatif

Prezervatifler, cinsel yolla bulaşan hastalıklara karşı büyük oranda koruma sağlayan tek korunma yöntemi olmalarının yanı sıra yüksek koruyuculukları sayesinde etkili doğum kontrol yöntemleri arasında da yer alır. Prezervatifler; kadın ve erkek prezervatifi olarak ikiye ayrılır. Kadın prezervatifleri vajinal kanala yerleştirilerek kullanılır ancak erkek prezervatiflerine kıyasla daha az güvenilirdir. Erkek prezervatifleri ise cinsel organa geçirilerek kullanılan bir bariyer yöntemdir.

Spiral ya da Rahim İçi Araç

Özellikle son yıllarda kullanımı giderek yaygınlaşan spiral yöntemi de kadınlar tarafından pratik kullanım özellikleri ve ulaşılabilirlikleri sebebiyle sıkça tercih edilir. Spiraller, rahim içine yerleştirilen T şeklindeki küçük bir araçtır. Spermlerin yumurtaya ulaşmasını engelleyen, döllenen yumurtanın rahim içine tutunmasını zorlaştıran ve rahim duvarını incelterek gebelik olasılığını düşürmeye yardımcı olan rahim içi araçlar; yaklaşık on dakika süren acısız bir prosedürle yerleştirilebilir ve kolayca çıkarılabilir. Doğumdan sonra spiral uygulaması; doğumun üzerinden ortalama olarak altı hafta geçtikten sonra doktor gözetiminde gerçekleştirilebilir.

Doğum Sonrası İstenmeyen Gebeliklerden Korunmak İçin Hormonsal Yöntemler

Doğum sonrasında istenmeyen gebeliklerden korunmak için en sık tercih edilen yöntemlerin arasında hormonsal yöntemler de yer alır. Hormonsal yöntemler genellikle kadınlar tarafından kullanılabilen ve gebelik olasılığını düşürmeye yardımcı olan araçlardır.

Doğum Kontrol Hapları

Doğum kontrol hapları en yaygın şekilde kullanılan doğum kontrol yöntemleridir. Gebeliğe karşı yüksek koruyuculuğa sahip olmalarının yanı sıra doğum kontrol hapları; adet döngüsünü düzene sokma konusunda da yardımcıdır. Doğum kontrol hapları içeriğinde östrojen ve progesteron hormonları bulundurur. Östrojen; süt üretimini etkileyebilen bir hormon olduğundan dolayı emziren annelerin östrojen içeren doğum kontrol haplarını tercih etmemesi önerilir. Bunun yanı sıra yirmi mikrogramlık östrojenli doğum kontrol hapları da emziren anneler tarafından tercih edilebilir. Doğum kontrol hapları; adet düzensizliğine, baş ağrısına, memelerde hassasiyete, bulantı ve halsizlik hissine sebep olabilir. Aynı zamanda doğum kontrol haplarının lohusalık dönemi içinde kullanılması beyinde pıhtı atmasına sebep olabileceğinden dolayı önerilmez.

Yalnızca progesteron içeren ve minipill doğum kontrol hapı olarak da bilinen haplar ise emziren anneler tarafından kullanımı güvenli olan yöntemlerdir. Bu tip doğum kontrol hapları auralı migrene sahip olan kişilere, kalp hastalarına önerilmez. Bulantı, kusma, ishal, baş ağrısı ve sivilcelenme yapabilen minipiller; adet düzensizliğine de yol açabilir.

Enjeksiyonlar

Doğum kontrol iğneleri östrojen ve progesteron hormonlarını bir arada içeren aylık iğneler ve yalnızca progesteron içeren üç aylık iğneler olarak ikiye ayrılır. Doğum kontrol enjeksiyonları doğumdan hemen sonra yapılabilir. Kullanımı güvenli olan bu iğneler kalp hastalarına önerilmez. Kilo artışına ve adet düzensizliğine sebep olabilen doğum kontrol iğnelerinden üç aylık olan enjeksiyonlar kemik erimesine neden olabileceğinden dolayı kullanım sırasında kadınların sık sık kemik ölçümü yaptırması ve bol kalsiyum alması önerilir.

Cilt Altı İmplantlar

Cilt altı implantlar özellikle son dönemde yaygınlaşan pratik doğum kontrol yöntemleridir. Doğumdan sonra doktor kontrolünde yaklaşık on dakikalık basit bir prosedürle annenin koluna, cilt altına yerleştirilen implantlar yine kolayca çıkarılabilir.

Doğum Sonrası İstenmeyen Gebeliklerden Korunmak İçin Cerrahi Yöntemler

Gebelikten korunma konusunda oldukça yüksek güvenilirliğe sahip olan tüplerin bağlanması yöntemi de doğumdan sonra kullanılabilecek doğum kontrol yöntemleri arasında yer alır. Doktor gözetiminde ve partnerle birlikte alınması gereken bir karar olan tüplerin bağlatılması yönteminde tüplerin açılması sonucu doğurganlığın geri kazanılması düşük bir ihtimaldir. Bu sebeple ailesini genişletmeyi düşünen ve otuz yaşın altında olan kadınlarda doğum sonrasında tüplerin bağlanması önerilmez.

Yorum Gönderin

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.