Çoğul Gebelikler Hakkında Merak Edilenler

Çocuk sahibi olmak isteyen kişiler için hamilelik haberinin alındığı an oldukça özeldir. Bebeğinizin kalp atışlarını duyduğunuz ilk anlar, hayatınızın sonsuza kadar değişeceğinin habercisidir. Kimi zamanlarda mutluluğunuz çoğul gebelik haberiyle katlanabilir. Peki, çoğul gebelik nedir ve sıradan gebeliklere kıyasla ne tür farklara sahiptir? Yazımızın devamında çoğul gebeliklere dair merak ettiğiniz tüm konuları bulabilirsiniz.

Çoğul Gebelik Nedir?

Çoğul gebelik, rahimde gelişim göstermekte olan birden fazla fetüsün bulunması durumuna verilen isimdir. Çoğul gebelikler çeşitli şekillerde meydana gelebilir. En yaygın görülen çoğul gebelik şekli halk arasında “çift yumurta ikizi” olarak da adlandırılan durumdur. Buna göre birden fazla yumurta hücresi birden fazla spermle döllenir. Çift yumurta ikizlerinin gelişimine yol açan bu duruma “polizigotik dönlenme” ya da “non-identikal döllenme” tanımları da yapılabilir.

Çoğul gebeliklerde daha nadir görülen bir diğer döllenme şekli ise bir yumurta hücresinin bir spermle döllendikten sonra gelişim sırasında bölünmesidir. Bu sayede genellikle “tek yumurta ikizi” olarak adlandırılan durum meydana gelir. Tek yumurta ikizlerinin oluşmasına sebep olan duruma “monozigotik döllenme” ya da “identikal döllenme” isimleri de verilmektedir. Bölünme yöntemiyle gerçekleşen döllenmelerde üçüz ve hatta dördüz gebeliklere de rastlanabilir.

Çoğul Gebelik Belirtileri Nelerdir?

Çoğul gebelikleri diğer gebeliklerden ayıran birçok yön bulunur. Bunlar, çoğul gebeliğin ayırt edilmesi için faydalanılan yöntemler arasında da yer alır. Doktorlar tarafından çoğul gebelik durumunun tespit edilebilmesi için kullanılan ilk faktör B-HCG değeridir. Çoğul gebeliklerde yüzde yüz kesin olmamakla birlikte B-HCG değeri, tekil gebelik yaşayan anne adaylarına kıyasla daha yüksektir. Çoğul gebeliklerde rahim boyutu tekil gebeliklere kıyasla daha büyüktür, bu durum da hekimler açısından çoğul gebeliğin ayırt edilebilmesi için önemli bir noktadır. Çoğul gebeliğin kesin olarak tespit edilebilmesi ise genellikle altıncı haftadan sonra gerçekleştirilen ultrason görüntülemeleriyle mümkündür. Ultrason görüntülemesinde embriyoların ve keselerin sayısı tespit edilebilir.

Çoğul Gebelik Olasılığını Arttıran Etkenler

Çoğul gebelik oranı genel gebelik miktarına bakıldığında nadir görülen bir durumdur. Çoğul gebelikler ortalama olarak her bin gebeliğin yalnızca üçünde rastlanan bir durumdur. Bu nadir gebelik şeklinin olasılığını artıran çeşitli faktörler bulunur. Bunlardan en önemlisi, genetik faktörlerdir. Anne adayı ile baba adayının ailesinde ikiz ya da üçüz geçmişi bulunuyorsa çoğul gebelik olasılığı artmaktadır. Anne adayının ailesinde çoğul gebelik geçmişi bulunuyor olması, annenin çoğul gebelik yaşama olasılığını daha çok artırmaktadır. Aynı zamanda annenin hormonal durumu ve daha önce geçirilen gebelik tedavileri de çoğul gebelik olasılığını artıran etkenler arasında yer alır. Eğer anne adayı uzun süre doğum kontrol hapı kullandıysa ve ardından bıraktıysa, “rebound etkisi” adı verilen bir durumdan dolayı çoğul gebelik yaşama olasılığı artmaktadır. Diğer yandan yapılan araştırmalara göre 0 kan grubuna sahip anne adaylarında çoğul gebelik daha sık görülmektedir. Anne adayının yaşının otuz beşin üstünde olması, çoğul gebelik olasılığını iki kat artırmaktadır. Ayrıca yapılan araştırmalara göre anne adayının gerçekleştirdiği dördüncü doğumdan sonra çoğul gebelik yaşama olasılığı da iki kat artmaktadır.

Çoğul Gebeliklerde Hamilelik Süreci

Çoğul gebelikler, anne adayı açısından kimi zaman zorlu bir süreç olabilir. Aynı anda birden fazla bebeği barındıran rahim genişler ve dolayısıyla karın da tekil gebelik yaşayan anne adaylarına kıyasla daha büyük bir ebada ulaşır. Dolayısıyla anne adayının taşıdığı ağırlık da artar. Bu durum sırt ve bel ağrılarına sebep olabilir. Aynı zamanda çoğul gebelik yaşayan anne adayları tekil gebelik yaşayan anne adaylarına kıyasla daha hızlı yorulabilir, bu anne adaylarının uyku ihtiyacı artabilir.

Çoğul gebelikler kimi zaman anne adayının hareketlerini kısıtlayabilir. Özellikle dördüncü aydan sonra eğilme ve çömelme gibi hareketler anne adayı için zorlayıcı ve hatta riskli bir hale gelebilir. Bu süreçte anne adayının eklemlerinde ve özellikle ayaklarında şişme ve ağrı gözlemlenebilir.

Çoğul gebeliklerde anne adaylarının yaşadığı bulantı hissi ve kusma durumu, tekil gebelik yaşayan anne adaylarına kıyasla daha yoğundur. Aynı zamanda hamilelik döneminde yaşanan demir eksikliği de çoğul gebelik yaşayan anne adaylarında daha sık görülür. Rahmin mesaneye yaptığı baskı tekil gebeliklere kıyasla daha fazla olduğundan dolayı çoğul gebelik yaşayan anne adaylarının idrara çıkma ihtiyacı da artacaktır.

Çoğul Gebelikte Dikkat Edilmesi Gereken Noktalar

Çoğul gebeliklerin tekil gebeliklere kıyasla daha yorucu bir süreç olduğu aşikardır. Çoğul gebelik sırasında anne adayının ve bebeklerin sağlığını korumak için dikkat edilmesi gereken çeşitli noktalar bulunur. Bu noktalardan ilki anne adayının ağır işlerden ve yoğun egzersiz temposundan uzak durmasıdır. Çoğul gebelik yaşayan anne adaylarının bol bol dinlenmesi, ağır egzersizlerden kaçınması, özellikle ilk üç ay ağır yük kaldırmaması gerekir.

Çoğul gebelikte dikkat edilmesi gereken bir diğer nokta ise beslenmedir. Çoğul gebelik yaşayan anne adaylarının alması gereken günlük kalori miktarı da artacaktır. Dolayısıyla dengeli ve yeterli bir beslenme düzenine sahip olmak, çoğul gebelik yaşayan anne adayları için elzemdir. Çoğul gebeliklerde doktor kontrolünde demir, folikasit ve vitamin takviyeleri kullanılması önerilir.

Çoğul gebelikte dikkat edilmesi gereken bir diğer nokta ise sağlık koşullarıdır. Demir eksikliği, anemi, yüksek tansiyon gibi durumlar çoğul gebeliklerde daha sık görüldüğü için anne adayının düzenli olarak doktor kontrolünde olması gerekir.

Çoğul Gebeliklerde Hamilelik Süresi

Çoğul gebeliklerde hamilelik süresi anne adayları tarafından merak edilen konular arasında yer alır. Yapılan araştırmalar rahimde bulunan embriyo sayısındaki artışın hamilelik süresini kısalttığını göstermektedir. Buna göre çoğul gebeliklerde hamilelik süresinin tekil gebeliklerdeki ortalama hamilelik süresine göre daha kısa olduğunu söylemek mümkündür.

Tekil gebeliklerde görülen ortalama hamilelik süresi 40 haftadır. İkiz gebeliklerde bu süre ortalama otuz beş haftaya, üçüz gebeliklerde ise otuz üç haftaya kadar düşer. Tek yumurta ikizlerinde ortalama otuz altıncı haftada doğum gerçekleşirken çift yumurta ikizlerinde ise bu sürenin ortalama otuz yedinci haftaya kadar erişebildiği bilinmektedir.

Çoğul Gebeliklerde Görülen Riskler

Çoğul gebelikler anne adayı ve bebekler açısından çeşitli riskler oluşturabilir. Çoğul gebeliklerde annelerin karşılaştığı risklerin başında preeklamsi gelir. Çoğul gebeliklerde preeklamsi riski tekil gebeliklere kıyasla ortalama olarak beş kat daha fazladır. Preeklamsi, “gebelik zehirlenmesi” olarak da bilinen ve özellikle hamileliğin yirminci haftasından itibaren ortaya çıkan yüksek tansiyon durumudur. Bu durum, anne adayının böbrekleri üzerinde çeşitli olumsuz etkiler gösterebileceği gibi daha ciddi problemlere de yol açabilir. Anne adaylarının çoğul gebeliklerde daha sık karşılaştığı diğer problemler ise demir eksikliği, anemi, kronik yorgunluk, diyabet ve solunum problemleri olarak sıralanabilir.

Çoğul gebeliklerin beraberinde getirdiği risklerin başında erken doğum riski gelir. Çoğul gebeliklerde erken doğum riskine karşı düzenli kontrol gerçekleştirilmesi ve gerekli görülen durumlarda çeşitli takviyelerden faydalanılması gerekir.

Çoğul gebelikler, bebekler açısından da bazı riskler taşıyabilir. Bunların başında gelişim geriliği bulunur. Plasentada yaşanan problemler neticesinde bebeklerin gelişiminde yavaşlama görülebileceği gibi çoğul gebeliklerde bebeklerin bazılarında akciğerlerin, beynin ve özellikle gözlerin gelişmemesi gibi durumlar da söz konusu olabilir. Bu durumda bebeklerde ömür boyu engellilik ya da ölüm gibi riskler doğabilir.

Çoğul gebeliklerde karşılaşılan bir diğer risk ise “kaybolan ikiz sendromu”dur. Bu durum, hamileliğin ilk aylarında birden fazla kese görülmesine rağmen ilerleyen dönemde gebeliğin çoğul gebelikten tekil gebeliğe dönüşmesiyle ortaya çıkar. Yok olan fetüsler kanama yoluyla atılabilir.

Çoğul gebeliklerde karşılaşılan risklerin büyük çoğunluğu düzenli doktor kontrolleri sayesinde önlenebilir ve yaşanan olumsuz etkiler azaltılabilir. Bu sebeple çoğul gebelik yaşayan anne adaylarının stresten uzak durması, beslenmesine ve sağlığına dikkat etmesi ve sık sık doktor kontrollerine gitmesi önerilir.

Çoğul Gebelikte Doğum Süreci

Çoğul gebelikte doğum süreci de anne adayları tarafından merak edilen konular arasında yer alır. Üçüz ve dördüz gebeliklerde genellikle sezaryen doğum önerilirken ikiz gebeliklerde normal doğum yöntemi de uygulanabilmektedir. İkiz gebeliklerde normal doğum ve sezaryen doğum arasında seçim yapabilmek için gözetilen bazı kriterler mevcuttur. Tek yumurta ikizlerinde genellikle sezaryen doğum tercih edilir. Bebeklerin pozisyonlarının normal doğum için uygun olmaması durumunda da sezaryen doğum uygulanır. Aynı zamanda bebeklerin doğum kiloları arasında ciddi fark bulunması ve her bir bebeğin bir buçuk kilogramdan az doğacak olması durumunda mutlaka sezaryen doğum uygulanır.

Yorum Gönderin

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.